ozanlarinyeri
  OZANLARIN DiLi
 

Suların kayalardan dökülüşüdür,Akması beyaz köpüklerin bulutlara,
Dağ başlarının dumanı,Ve orada sevincin yankılanması.
Yağmurun yağışıdır,Toprağın dinlenişi,yaprağın titreyişi,
Ve bir göçmen kuşunDönmesidir yeniden eski yurduna.
Doğanın bozunumlarıdır.Çığlığın zorlanması,
Avcının sürdüğü iz, Ve bir kımıltının yok olması.
Gidilmeyecek uzaklardır, Ertelenen umut,beklenen ışık,
Küçücük bağıntılardır yaşama; Ona gizli kalan.
Kum kalelerdir,Denizin uğultusunu saklayan, Kabuklarla süslü.
Ve varlığında buluştuğumuz o Kapalı dünyalardır.
Dümdüz akan bir ovadır, Varılmak istenen yeri olmayan.
Karmaşık tatların ,dilsiz sözlerin otağı, Kocaman bir yalnızlığı çağıran.

Tayfalar sık sık yakalar,iş olsunlar diye, Koca deniz kuşlarını, albatrosları,

Keskin çukurlar üstünden kayan gemiye Eşlik eden o kaygı bilmez dostları.

Ama bırakıldılar mı güvertelere, O gök kralları ne sünepe ne, ne sarsak

Seriverir koca kanatlarını yere, Yanlarında sürüklenen kürekler gibi,ak.

O kanatlı yolcu ne miskin ne sümsüktür! Ne çirkin ne gülünçtür o güzel kuş şimdi!

Topallar kimi uçan sakata öykünür, Bir pipoyla gagasını dürtükler kimi!

O bulutlar prensine benzer Ozanda, Fırtınayla senli benli yaylara gülen;

Yere sürülmüştür yuhalar arasında, Yürüyemez devce kanatları yüzünden.

Bin bir çiçeğin ovayı bezeyişidir,Rüzgarın dalları silkeleyişi,Kokusu meyvelerin,Ve taşın sertliği.

 
 
  Bugün 36 ziyaretçi (52 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol